27 Ağustos 2015 Perşembe

Pixels

Fragmanlarını izleyen ve az çok o döneme ait hatırası olan herkesi heyecanlandıran bir konuya sahip bir film. 3D olmasının da avantajı ile sinemada izledim. 3D avantaj çünkü o dev pikselli oyun karakterlerini dev ekranda daha etkileşimli tecrübe etmeliydim.

Konu itibari ile zaten trailer lardan anlaşılıyor, keza sonu da. Ancak film kesinlikle büyüklere yönelik. Bir çok espri zorlama ancak zaman zaman çok sağlam güldürenler de var. Tabi büyük çoğunluğu +15.

Oyunculuk manasında pek bir şey beklenmiyor ama başrolden ziyade gayet zengin bir yan rol kadrosu mevcut. Tanıdık ve sinema sektöründe olmayan bir çok kişi de yan rollerde rol alıyor. Bazı esprilere konu olmaları da güzeldi tabi.

Görsel açıdan da gayet renkli bir film. Filmde bir çok video oyunundan bahsediyor, içeriği zengin. Filmde geçtiğinde "hakikaten var dı di mi bu oyun da" diyorsunuz. Direk maziye götürüyor sizi.

Zaman geçirmelik bir filmin bir tık ötesinde. Gayet keyif alınarak ve en önemli eğlenerek filmi izleyebiliyorsunuz. Ancak Adam Sandler'ın zorlama oyunculuğu biraz can sıkıcı. Adam oynarken bile filmden zevk almadığı belli.



11 Ağustos 2015 Salı

Eliza Graves / Stonehearst Asylum

Amerika'da Stonehearst Asylum olarak vizyona girdiği için kimi yerde bu şekilde de ismi geçmekte.

Oyuncu kadrosu çok sağlam. (Kate Beckinsale dışında) Döneme ait mekan tasvirlerinde de göze batan bir durum yok. Gerçi filmin hemen hemen tamamı tek bir "mekan"da geçtiği pek zor değil ancak ince detaylar güzeldi. Müzikler de ortam ambiyansını tamamen desteklemese bile başarılı.

Yan rollerde bir çok oyuncu olduğu ve filmin konsepti gereği oyuncu zenginliği gayet güzeldi. 

Pek popüler olmamasına rağmen sıkılmadan izlenebilecek bir film. Tek kusuru filmin gizemi ilk yarım saatte çözülüyor. Ancak finali yine de şaşırtıcı.

Boş zamanı değerlendirmek için izlenebilir denemez, filme yazık etmiş olunur. Hafif psikoloji ve gizem seviyorsanız keyifle izleyebilirsiniz. Film kategori edilirken "Korku" da denmiş ancak korku öğesi yok.



10 Ağustos 2015 Pazartesi

The Theory of Everything

Cosmology, it's a kind of religion for intelligent atheists.
Stephen Hawking'in biyografisinin anlatıldığı bir film. Biyografiden ziyade dram öğeleri daha ağır baskın.

Stephen Hawking hakkında sadece ismini çok yerde duymuş ve fizikçi olduğunu bilen insanlar için gayet etkileyici, duygusal bir film. Ancak az çok fizik veya bilimsel olarak yatkınlığınız varsa kesinlikle sizi tatmin etmeyecektir. 

Hele ki ilk grup seyirciye "bu" adamın bu kadar sene neyi ispatlamaya çalıştığının "halk dili" ile açıklandığı sahnelerde daralabilirsiniz.

Oyunculuklar beklenmedik derecede iyi. Eddie Redmayne'nin geçmiş filmlerinden zaten hem fiziken hem oyunculuk açısından rol tam oturduğu belli. Felicity Jones'un performansı da şaşırtıcı derecede iyi idi.

Müzik ve görsellik de gayet başarılı. Hele hele ortamın ambiyansı ve Stephen Hawking'in ruh haline göre temanın değişmesi güzel detaydı.

Film, bilimsel birikiminiz ne olursa olsun kendini izlettiriyor. Stephen Hawking değil de meşhur olmayan ama aynı olayların, hastalık ve başarı, başına gelen bir insanı konu edilse, seyirciye teknik bilgi verme zorunluluğu olmadan, aynı kadro ile çok çok daha etkileyici bir film ortaya çıkarmış.



9 Ağustos 2015 Pazar

The Purge: Anarchy


2013 yapımı The Purge filminin devamı. Ancak sadece konunun geçtiği ortam itibari ile devam filmi.


Eğer ilk filmi izlemediyseniz, filmin ortamı hakkında çok konuşulup gerçekten de dünyada bu şekilde bir düzenin gerekli olup olmadığı hakkında fikir yorulabilir. 

Bu açıdan ilk film bence başarılı idi. Ha ilk film bu nüans hariç idare ederdi ancak aksiyondan ziyade gerilim hiç bitmiyordu.

Bu filmde aksiyon öğeleri daha baskın. Kendisini izlettiriyor ancak arz talep meselesinden dolayı aynı ortamda farklı bir konu işlenmiş. Hayatta kalma mücadelesi.

Yazar ve yönetmen ilk film ile aynı. Böyle olunca o ortamla alakalı biraz daha derin şeyler bekliyordum ben devam filmini duyunca ama hayal kırıklığına uğradım.

Bunun ötesinde ufak tefek şaşırtmacalar ve bol aksiyon az biraz gerilimle izlenebilecek bir film. Serinin 3. filmi de 2016'da vizyonda göreceğiz.

IMDB


Teenage Mutant Ninja Turtles

Çocukluğumun efsanevi çizgi dizisinin son yıllardaki teknoloji ile çevrilecek filmini duyunca baya heyecanlanmıştım. O zamanki tadı vermeyeceğini biliyordum ama yine de izlemem gerekiyordu.


Başrolde Megan Fox var. Aslında bu bile filmin nasıl olacağını özetler nitelikte. Gerçi kendisinin oyunculuk performansı o kadar da vasat değil ama kesinlikle "görsellik" filmi kurtarmıyor.



Klişe espriler, sahneler, diyaloglarla dolu bir film. Filmden karakterlerin doğuşunu ve gelişimini daha detaylı anlatması idi ama maalesef o da yok.



Hani izlemiş olmak için izlenecek bir film. Ötesi yok maalesef.


IMDB


8 Ağustos 2015 Cumartesi

Insurgent

2014 yapımı Divergent filminin devam filmi. İlk filme göre bariz sönük. Ufak tefek şaşırtmacalar var ama ilk film benim konusu itibari ile ilgimi çekmişti. Oyuncu kadrosunun çok genç olması biraz gençlik filmi havası vermişti ama yine de izlenebilir bir film idi.

Bu filmde ise tamamen o gençlik filmi havası var. Ancak ilk filme göre biraz daha sert sahneler mevcut. Görsellik, oyunculuk, müzik gibi sinema öğelerinin akıcı kullanımını beklemiyordum, ki zaten de yok.

Sonu hariç (ki olması gereken de o zaten) tahmin edilebilir bir film. Seyirciyi filmi sarmadan izlememek, filmde bir şey atlamadan izlemeye çabalamıyor. Haliyle gayet sıkıcı.

İlk filmin hatrına zorla izlenip bitirilen bir film. Neyseki sinemada izleme gafletinde bulunmadım.



27 Temmuz 2015 Pazartesi

Cinderella

Bilindik bir masalın sinema uyarlaması. Aslında masalla ilgili hemen hemen her şeyi biliyoruz, filmi izlemeden önce sıkıcı olacağını sanıyordum ama film sonuna kadar kendini izlettiriyor. Konuyu bilmemize rağmen içerdiği öğelerle seyirciyi sıkmıyor.

Yer yer ufak espriler mevcut, ama esas müzikleri kayda değer. Görsellik olarak da tatmin ediyor.

Filmde Cate Blanchett'ın ne kadar usta bir oyuncu olduğunu görüyoruz. Rolünün hakkını gerçekten veriyor. Bir de üvey annenin kedisinin adının Lucifer olması da ironik. Sadece bu filmde mi yoksa bize öğretilen masalda da mı bu şekilde incelemek gerek.

Boş bir zamanda izlenebilecek bir film. Beklentilerimin üzerinde çıktı.



25 Temmuz 2015 Cumartesi

Self/less

Konu itibari ile benzer filmler var ancak yine de ilginç geldiği için sinemada izledim. Sinemada maalesef izlendiğine değmiyor ancak evde gayet güzel izlenebilir, tabi biraz hızlandırarak.

Öncelikle filmi izlemeden önce trailer ların izlenmemesi gerekli. Filmin ilk yarısı tamamen trailerlarda yer alıyor. Bu açıdan çok sağlam spoiler mevcut.

Çok ufak bir kadro ve senaryodaki altyapı eksikliklerinden dolayı harika bir konunun harcanışını görüyoruz filmde. Kimi duygusal sahneler gereğinden fazla uzun oluğu için sıkıyor.

Filmde tek zevk aldığım yer, Louisiana sokaklarında, yerli halkın icra ettiği Jazz müzik sahneleri idi. 



Dracula Untold

Kazıklı Voyvoda, Osmanlı ve Drakula'nın nasıl doğduğuna dair bir film. Görsel açıdan başarılı, kendini izlettiriyor. Filmde yer alan Türk öğeleri ve Tük betimlemeleri ise dikkat çekici.

Osmanlı İmparatorluğu'nun o dönemde idaresi ve gücü hakkında "diğerlerinin gözünden" görmek ilginç geldi bana, ana konudan ziyade. Ana konu belli, daha önce işlenmiş benzer filmler de mevcut.

Vampir öğeleri, hangi fedakarlıklardan ve zorunluluklardan dolayı "dark side"a geçiş yaşanıyor, bunları izlemek güzel elbette ancak Yeniçeri kavramının sadece ders kitaplarından okunduğu şekilde değil de filmde işlendiği gibi bir dram olması ilginç geliyor. 

Muhakkak film yanlı, Yeniçeri kavramının tarihsel açıdan incelenip okunması gerekli, sadece bu filme bakarak Osmanlı'nın bu şekilde bir sistemde Yeniçeri kavramı oluşturduğuna inanmamak gerekli, sorgulamak lazım.

Ama filmden aklımda kalan "Bu gidişle tüm dünya yakında Türk olacak." diyaloğu idi.

Film boş zamanda izlenebilecek bir yapıda.



The Salvation

Her şeyden öte, Mads Mikkelsen'ı bir Western filminde görmek için izledim bu filmi. Dogma95 akımının yeni dönem filmlerinde başrol oyuncusu ve popülerliğine Hannibal isimli TV dizisi ile erişmişti. Dram performansı çok iyi.

Oyuncu kadrosunda Eva Green de yer almasına rağmen film kendini çok zor izlettiriyor. Sinemada kesinlikle izlenmez ancak film görsek yönden olsun oyuncu performansı yönünden olsun gayet başarılı fakat konu artık çok sıradan. Filmin başından itibaren sonunda ne olacağını biliyorsunuz.

Aynı konuya sahip onlarca film varken eğer siz de bu aynı konuda film çekecekseniz izleyiciyi filme bağlayıcı öğeler koymalısınız. Ancak bu şekilde diğer filmlerden sıyrılabilirsiniz ve kendinizi izlettirebilirsiniz. Bu filmde öyle bir durum söz konusu değil.

Her şeyiyle olması gerektiği gibi bir film fakat izleyene tat vermiyor.



23 Temmuz 2015 Perşembe

Terminator Genisys

Uzun bir aradan sonra sinema salonunda jenerik müziğini bangır bangır duymak gerçekten hoştu. Filmin ilk dakikalarındaki açılış sahnesinde, serinin orjinal filmlerini hatırlatıcı öğeler mevcut. İşte tam o anda ilk filmdeki tasvir ve sinemada görsel öğelerin kullanımı ile 31 sene sonraki sinema ve görsel efekt farkını görebiliyorsunuz.

Günümüzde devam filmlerinin bir çoğu konu bütünlüğünden ziyade hafif remake hafif de alternatif serinin devamı şeklinde. Bu olguyu kabullenip izlemeye başlarsanız, açılış sahnesinde ciddi ciddi heyecana kapılıyorsunuz filmin devamı için.

Nitekim filmin devamı da kendini izlettiren, sıkmayacak şekilde devam ediyor. Özellikle ilk yarıda orjinal seriye atıflar hat safhada. İzledikçe sahneleri çok rahat hatırlıyorsunuz. Güzel tarafı fazla batmıyor insana bu şekilde kurgu.

Naçizane tavsiyem kesinlikle fazla trailer izleyerek gitmemek. Bazı kilit sahneler direk spoiler olarak trailer larda mevcut. Hadi gelsin de göreyim o sahneyi modunda oluyorsunuz, trailer larda biraz tadını kaçırmışlar.

Dizi oyuncularının sinema filmlerindeki performansı genelde pek başarılı olmuyor. Bu açıdan Emilia Clarke konusunda filme gitmeden önce ciddi şüphelerim vardı. Ancak Daenerys Targaryen olarak oyunculuk namına pek öne çıkmasa da buradaki hali gayet başarılı. Film akışında göze batmıyor ancak Sarah Connor olarak daha sert mizaçlı birisi oynasa belki daha iyi olabilirmiş. Bu açıdan gözüm Lena Headey aradı.

Film çekimlerinin hemen hemen hepsi, finalden sonraki sahne hariç gece çekimi. 3D olarak gözleri aşırı yoruyor. En büyük rahatsızlığım bu filmle alakalı. 3D olarak birkaç sahne var ama açılış sahnesi hariç pek bir avantajı bulunmamakta.

Gerek içerdiği espri/komedi öğelerinin göze batmaması, gerek orjinal seriye göndermeler ve alternatifleri, gerekse kendi kurgusu ile çok güzel 2 saatinizi geçirten bir film. Oyuncu kadrosu çok çok az olmasına rağmen filmden keyif alıyorsunuz. sinemada izlemek sadece seriye saygı açısından gerekebilir.

Son olarak, Arnold Schwarzenegger tekrar beyazperdede görmek gayet hoş. T-800'ü özlemişiz.



Chappie

Ana fikir olarak biraz ümit vaadetse de oyunculuklar filmin sürekliliğini sağlayamıyor.

Nitekim filmin düşük bütçeli olması seyirciyi doyurmuyor.

Zaman varsa izlenebilir.



Predestination

Konu itibari ile zaman yolculuğu klişe gelebilir ancak son 10-15 dakikasına kadar tam manası ile filmi anlamış olmuyorsunuz. Benzer onlarca film olmasına rağmen insanı sonsuz döngüye sokması filmi diğerlerinden ayırıyor.

Oyunculuklar da tatminkar. Mekan ve dönem tasvirlerinde göze batan pek bir durum yok.

Kendi içinde onlarca paradoks ve mantık hatası olmasına rağmen kendini izlettiriyor. İlk yarım saat zaman yolculuğu filmi olduğunu anlamıyorsunuz bile.

Keşke, sinemada izleyebilseydim.


Run All Night

Aynı konuya sahip onlarca film mevcut. Genel itibari ile karanlık ortamı, gece çekimleri de cabası.

Bir yerden sonra filmde izleyicinin gözüne sokulurcasına gösterilen detayların filmin ilerleyişinde karşınıza çıkması bariz sırıtıyor.

Aksiyon idare eder ancak takip ve dövüş sahneleri gereksiz uzun sıkıyor bir yerden sonra.

Zaman geçirmek için bile izlemek için gerçekten bol boş vakte ihtiyaç var.



Jurassic World

Çocuk filmi, ergen bile değil. net.

Birkaç "vahşet" sahnesi mevcut onda da eylem çok basit kalıp "efekt"ler dolaylı anlatılıyor.

Disneyland/Universal Studio tarzı eğlence parklarının dinazorlusu. Konsept ve konu itibari ile doğru ancak Disneyland yerine buraya giden bir çocuğun gözünden film işlenmiş. Ayrıca alabildiğine Holywood klişesi, alabildiğine ürün yerleştirme mevcut.

Aksiyon ise hak getire. Vahşet filmi izlemeye gerek yok ancak dinozor etrafa, insanlara saldırınca biraz +15'lik görüntülerin çıkması lazım ama nafile. 

3D'lik bir aksiyon da mevcut değil. Sinemada izlemek zaman kaybı olur.


Kingsman: The Secret Service

Casusluk temalı genç neslin baş kahraman olduğu film.

Görece aksiyon bulunmakla beraber konsept itibari ile genç nesle hitap ediyor. Filmdeki dünyanın sonunu getirme planı bana orjinal geldi onun haricinde filmin ilerleme süreci, konuları farklı da olsa gayet olağan, tahmin edilebilir ve klişe.

Sinemada izlemeye değmeyecek, vasat olmayan, zaman geçirmek için izlenebilecek bir film.


Mad Max: Fury Road

Öncelikle, bu film sinemada izlenir. Verdiğiniz paranın hakkını veriyor. Görüntülerin çoğu gündüz ve aydınlık ortamlarda geçtiği için 3D olmasına rağmen karanlık ve puslu sahneler çok çok az, 3D olmasının da dezavantajı yok, alabildiğine aksiyon.

Duygusal/romantik sahneler topu topu 2-3 dakika bile yok, salt aksiyon için gitmiş insanları bile tatmin edebilir. Hele hele genellikle Holywood filmlerinde olan çocuk-ebeveyn ilişkisi ve diyalogları bunda yok (dolaylı var aslında ama göze batmıyor) o açıdan harika. Mantık hataları göze batmayacak kadar az, zorla bulmak isterseniz ancak bulursunuz.

Sinemadan çıkınca mutlu muydum, evet.

Ancak, beni kesti mi, tatmin etti mi hayır. Daha önceki mesajlarda bahsedilen post-apokaliptik dünyanın ruhu yansıtılmamış. Filmin iç dünyasına ait konu çok zayıf. Aksiyon sahneleri sıkmıyor, birbirini tekrarlamıyor ama insanı yerinde durdurmayacak kadar da sürükleyici değil. 

Seslendirmenin montajında sorunlar var, sanki filmin orjinal dili farklıymış da İngilizce dublaj yapılmış gibi kimi yerde çok eğreti duruyor. Marvel adaptasyonlarından daha iyi ancak Mad Max isminin hakkı verilmemiş. 

Oyunculuk için ise Tom Hardy beğenilmemiş, Charlize Theron çok beğenilmiş ama genel olarak bakıldığında şahane performans gerektirecek pek bir alt metin de bulunmadığı için her iki değerlendirme de hatalı. Müzikler ise biraz daha insanı gaza getirecek, betimlenen o dünyaya yakışacak melodiler olabilirmiş.

Ayrıca Ankara CEPA Salon 2'de sanki netlik sorunu vardı, 1080p trailer ler daha netti sanki.


Fury

Gayet başarılı bir film. Zaman zaman incilden alıntılar biraz sıksa da savaşın acımasızlığını bir nebze ortaya koyabiliyor. Dram öğeleri de mevcut.

Hele hele World of Tanks oyuncuları için Tiger ile kapışma anı güzeldi.



The Giver

Bundan 5 sene önce çekilse adından ciddi söz ettirebilecek bir film ama şu ana kadar benzeri yapılmış bir çok film olduğu için sıradan geliyor. Tema sevgi ve duygular olunca izlettiriyor, sıkmıyor ama izleyicide film yer etmiyor.



The Hobbit: The Battle of the Five Armies

Önceki 2 filmi hatırlayıp öyle seyretmek gerekiyor. 3D olarak birkaç güzel sahnesi var, kabul ama savaş sahnelerinin çoğu bilgisayar yardımıyla yapıldığından insana doyurucu gelmiyor. Çok daha etkileyici bir film bekliyorsunuz ama "hımm" diyor insan.

Oyunculuklar maalesef vasat, çok sırıtıyor. Yine de tür ve seriyi sevenler için kesinlikle izlenir. Süresi uzun olmasına rağmen nadiren sıkılıyor insan. (konu çok olunca pek uzatılacak sahne kalmıyor haliyle)